Arjantin - Başkent Buenos Aires'te nereler gezilir, ne yenir, ne içilir?
2010 yilinin Ocak ayinda Almanya’da kardan ve buzdan her yer donmus vaziyetteyken daha önce hic gitmedigim Güney Amerika kitasina gitmeye niyetlendim. Fazla vakit olmadigindan sadece 5-6 günlügüne Arjantin’in baskenti Buenos Aires icin bir tur plani yapip yola ciktim.
Aslinda güney Amerika beni pek cekmezdi ama hem Türklerden vize istemeyen ülkelere öncelik verdigimden, hem de beraber gittigim arkadasim Metin’in yönlendirmesiyle Arjantin’i sectik. 28 Ocak 2010 da Frankfurt’tan kalkan ucagimiz 13 saat sonra Buenos Aires’e indi. Indi de biz daha kafamizi disari cikarirken 40 dereceye varan sicakligi farkedince tam bir şok yaşadik. Kalin paltolarimiz elimizde, düstük yola…
Havalimani sehir merkezine 25 km uzaklikta, bir kismi eski ama yeni bölümü de var. Neyse bindik taksiye gidiyoruz..genc söför, Türk oldugumuzu ögrenince basladi Galatasaray’dan, Hakan Sükür ve Hasan Sas’tan bahsetmeye…bakiyorum cocuk cok genc görünüyor, nereden biliyor bu isimleri diye düsünürken, arkadas megerse play station hastasiymis, oradaki oyunlardan biliyormus.. Böylece Play station oyunlarinin kültürleri tanimaya olan olumlu etkisini de bizzat yasamis olduk..
Hemen belirteyim, Arjantinliler Türk ve Türkiye deyince hemen “Lübnan´´ ile karistiriyorlar. Bunun sebebi, 1800‘lü yillarin sonu ve 1900‘lerin basinda daha iyi bir hayat kurmak icin Avrupa’dan, özellikle Ispanya ve Italya’dan yasanan kitleler halindeki göclerin yaninda Lübnan gibi ülkelerden de göcmenler gelmis, bunlarda kendilerini o zaman Osmanliligin verdigi etkiyle “türk´´ olarak tanitmislar, bu böyle kalmis, adamlar da her Lübnanliyi türk sanmis. Konustuklarimizin cogu bunu böyle biliyordu, ama tek tük dogrusunu bilen de cikti.
Neyse otele yerlestik, yattik, kalktik, sabah kahvaltisini cok severim ama burada beklentimiz aslinda düsüktü de yine de ne varsa yiyelim, kuvvetlenip öyle gezelim dedik. Kahvalti 07:00 de basliyormus, biz on dakika sonra indik, baktik, kahvalti salonu kapali, lobide bekleyin dediler, bes dakika sonra da cagirdilar, gittik, baktik bir masada üc-dört personel oturmus kahvalti ediyor. Yani önce personel, sonra müsteri felsefesini orda ilk kez görmüs olduk. Sonra “acaba daha personel sofradan kalkmadan oturup yiyince ayip olur mu?´´ diye düsünsek te, cekine cekine oturduk.. Ama isyan edesim geliyor su kahvalti konusu acilinca. Tamam Türkiye’deki gibi zeytin, peynir, sucuklu yumurta beklemiyoruz da, cok zayif bunlarin kahvalti sofralari. Ne yiyor bunlar? Italya’da böyle, Ispanya’da yine ayni…bir kahve, birkac tussuz galete, kizarmis tost ekmegi, biraz yag ve recel. Neyse..iyi kötü mideyi doldurup otelden ciktik..
Buenos Aires hakkinda ilk intibam söyle oldu; Italya ve Ispanya’ya gideniniz varsa bilir, Buenos Aires’teki binalar, caddeler, insanlar da üc asagi, bes yukari oradakiler gibi..Zaten Buenos Airles'lilerin büyük cogunlugu kökenlerinden dolayi kendini Italyan olarak görüyor. Ama saatler gecip daha cok yer görünce anliyorsunuz ki aslinda ekonomik olarak cökmüs, gelir dagilimi asiri bozuk bir ülkeye gelmissiniz. En güzel caddelerde, parklarda, kaldirimlarda bir sürü evsiz barksiz insan yasiyor. Isin üzücü yani bunlar Avrupa’daki gibi alkolikler degil, aileli, coluk cocuklu insanlar. Bebekler, kücük cocuklar…dilenenler de cok, ama tabii bunlarin bir kisminin aslinda organize ceteler oldugunu anlamak zor degil.
Bir kismi geceleri cöp toplayarak gecimini sagliyor. Cöp deyince biraz acalim; aksam dokuz’dan sonra sokaklarin hali perisan. Insanlar siyah naylon cuvallardaki cöplerini kaldirimdaki agacin dibine koyuyor, sonra kismen köpekler, kismen cöp toplayicilari (bunlara cartoneros diyorlar) gelip bu naylonlari parcaliyor, icindeki cöpler dagiliyor kaldirima. Iste ondan sonra kaldirimda ne ararsaniz var…kutular, karpuz kabugu, kagit parcalari…Ama sabahlari birsey kalmiyor (cöp kokusu haric), geceleri topluyorlar.
Sehirde ve insanlarinda biraz lackalik, biraz Avrupalilik var, karisik geldi bana. Bakiyorsunuz, insanlarin cogu beyaz, cok güzel giyimli bayanlar, iyi giyimli erkekler, ama onun yaninda parkta agac altindaki gölgede yatan cocuklu bir aile. Tüm zitliklar yan yana. Sehir gürültülü, ama Istanbul’da yasayanlar zorluk cekmez diye düsünüyorum.
Yollari genelde düzgün, kaldirimlar genis, kismen bakimsiz, yaya gecidi var deyip sakin gecmeyin ezilirsiniz. Belediye otobüsleri sanki otoyolda gidiyor gibi hiz yapiyor, sakin yaklasmayin! Araclar geceleri de isiklarini ya acmiyor, ya da sadece –nasil yapiyorlarsa- bir tanesini ve park isiklarini acip öyle dolasiyor. Dikkatimizi cekince taksiciye soruyoruz: “pozisyona göre..´´ diye acikliyor. Yani “..sehir icinde her yer isikli, gerek yok´´ demeye getiriyor. “iyi sen bilirsin..´´ deyip iniyoruz.
Sehrin en ünlü caddesi, meshur Avenida 9 Julio bulvari. Bu cadde ne kadar genis yaa, gecene kadar tekrar kirmizi isik yaniyor. 3-7-7-3 olmak üzere toplam 20 seritli, arada da üc kez yesillik ve kaldirim var.Bizim Sultanahmet meydanindaki Dikilitas benzeri bir obelisk var, onun dikili oldugu yer sehrin merkezi. Florida ve Lavalle caddeleri sehrin trafikten arindirilmis carsi caddeleri. Florida’da iyi alisveris imkanlari, Lavalle'de de ilginc restoranlar var.
Konaklamak icin rehber kitlaplara bakinca sehir merkezi olarak, San Telmo, Recoleta ve Palermo gibi semt isimleri yaziyor. Bence en iyisi obelisk'e veya Florida caddesine yakin yerlerde, yani sehir merkezinde kalmak, diger yerlere yürüyerek veya taksiyle ulasim cok kolay.
San Telmo semti icin sehrin old city’si yaziyor, biz gittik, biraz yavan geldi, evet eski güze tarihi binalar var ama biraz bostu yavan geldi. Bu semtin en önemli özelligi, pazar günleri Plaza Dorrego’daki antika esya pazari ve tango gösterileri. Biz pek birsey görmedik. Sonra bir de La Boca semti var. Buraya dogru gidince biraz isci kesiminin semtine geldiginiz belli oluyor.(Cantalara dikkat!) Buradaki Caminito sokagindaki renkli evleri ve cevresini gezin, biraz tango dans gösterileri izleyin, her yerde para bayilin, hos bir yer.
La Boca’daki renkli evlerin hikayesi de ilginc. Burada eskiden beri oturan liman iscilerine o zamanlar para yerine artan mallardan verilirmis, en cok ta gemi boyasi verilirmis, onlar da ahsap ve sactan yapilmis evlerini rengarenk boyarmis, bu gelenek bu güne kadar kalmis, her yer rengarenk.
Futbol meraklilari icin ilave edeyim; Maradona’nin yetistigi Boca Juniors kulübünün ünlü stadi La Bonbonera’da hemen oracikta, gidin icini bir gezin ama 4-5.-€ civarinda giris ödeniyor. Turlu stad gezisine katilmaya gerek yok, tur cok uzuyor, kendiniz gezin derim. Zaten stat ta biraz eski.
Biz isi abarttik, gelmisken bir de River Plate-Banfield futbol macina gittik. River Plate’nin stadi El Monumental sehrin kuzeyinde, orada maci izledik, o zamanki Arjantin lig lideri (Ocak 2010) kücük semt takimi Banfield, River Plate’yi 1-0 yendi, tüh dedik..eger Boca Juniors’un macina gitseydik, hem daha az ödeyecek, hem de 4 gol görecektik ! Herhalde ugursuz geldik ki sezon sonunda Boca Juniors'la birlikte Arjantin'in en büyük iki kulübünden biri olan River Plate ikinci lige düstü.
Ama maca rehber esliginde gidince Arjantin futboluyla ilgili epey bilgiler de edindik. Mesela artik simdi tüm iyi Arjantinli oyuncularin neden Avrupa’da oynadigini daha iyi anliyorum. Adamlar kendi liginde ortalama 200.000.-€ kazaniyorlarmis (1.ligdeki iyi bir oyuncu), Avrupa'da en az 5-10 mislini kazaniyorlar. Dedim ya ülke ekonomik olarak cökmüs durumda…ama iyi semtler de yok degil mesela Recoleta cevresinde ve Tigre kasabasi civarindaki semtlerde zenginler yasiyor. Recoleta deyince buranin da adi cok geciyor kitaplarda. En ünlü yeri sehrin ortasindaki mezarligi. Ilginc anit mezarlar var, cabuk gezip cikarsiniz, bizi pek acmadi. Eee..mezarlik iste hic acar mi insani? Evita Peron’un da mezari burdaymis, biz bulamadik. Onun disinda Recoleta güzel, Fransiz mimarisi, güzel sokaklar, ama normal yerlesim yeri, o kadar, yakinlarda da büyükelcilikler ve genis parklar var. Son olarak turist olarak gezebileceginiz Palermo semti var. Burasi da üc-dört bölümden olusuyor ama turist olarak en ilginci Palermo Viejo diye dilinen dizayn butiklerin, ve sokak arasi cafelerin yogunlastigi semt. Özellikle aksam saatlerinde Plaza Serrano’yu bulun ve oradaki cafelerde biraz oturun derim.Cok hos bir yer.
Tiyatro ve Opera severler icin Buenos Aires mutlaka ilginc bir sehir, bircok ihtisamli tiyatro binasi var, mesela Theatro Colon, ama biz oradayken Theatro Colon restore ediliyordu, gezemedik.
Sahi bir de sehrin en modern semti Puerto Madero var. Burasi da cok modern olarak yeniden insaa edilmis, daha cok zenginlerin oturdugu liman semti. Kücük bir yat limani, restoranlar, uzun yürüyüs yollari…ilginc bir yer. Hafta sonlari colugunu cocugunu alan buraya geliyor. Bir de Puerto Madero'nun dogusunda, Buenos Aires’in acik denizle en yakin oldugu noktada cok büyük bir yesil alan var; Reserva Ecologica (dogayi koruma alani). Burada tamamen doga hakim, eger büyük sehir ortamini birakip fazla uzaga gitmeden yesillik ariyorsaniz, burasi tam aradiginiz yer, mutlaka zaman ayirin. Yine haritadan bakinca bulursunuz, Puerto Madero’dan Reserva Ecologica’ya giderken, genis bir yaya yolu var, bunun üzerinde belli araliklarla büfeler var, buradan mutlaka biftekli bir sandvic alin, 30 cm uzunlugunda kalin biftekli bir sandvic yaklasik 3.-€ ve acik havada cok iyi gidiyor dogrusu.
Gelelim et konusuna, malumunuz Arjantin dünyaya et ihracati ile ünlü. Nasil ünlü olmasin, 2,7 milyon km² büyüklügünde ülkede Türkiye’nin yarisi kadar insan yasiyor, onlarin da 10 milyonu zaten Buenos Aires’te. Geriye kalan arazilerdeki inek ve koyunlarin sayisi insanlardan fazla.
Biftek ve bonfile burada cok ucuz. Bol bol yeyin. Sebzeli birsey de aramayin, hep et yiyor bunlar. Biz de ilk et siparisimizi yaptigimizda, heyacan icindeydik, ne gelecek diye..sonra kocaman bir kap icinde bir et geldi, sanki yarim kuzu..“ufff´´dedik, “nasil yiycez bunu?´´ Sonra kesmeye basladik ama o anda deri kemerimi kesiyorum zannettim, bir hayal kirikligi, bir hayal kirikligi, anlatamam. Gelenin ücte biri kemik, ücte biri yag, diger ücte biri de kan kirmizisi pismemis bir et.Ne bileyim ben, uzaktan iyi görünmüstü. Neyse ugrastik didindik ama olmuyor, kesemiyoruz, yiyemiyoruz bu eti. Zor bela geri yollayip, tekrar pisirttik, öylece biraz yiyecek et bulduk ama düsünsenize Arjantin'e gelmissiniz iyi et yiycez diye, ilk yemekte karsiniza ne cikiyor. Bi de masaya geldiginde heyecandan tabagin resmini cektik bosu bosuna. Göstercez ya dönüste herkese; “baak, nasil ama et ?´´. Neyse sonraki deneyimlerimiz genelde basarili oldu ve gercekten de bol et yedik. Özellikle Lavalle caddesinin dogusunda (Obelisk heykeline en yakin kisimlarinda) ucuz ve güzel restoranlar var. Buralara bir bakin derim.
Buenos Aires’lilerin bize en ilginc gelen özelliklerinden biri de aksam 22:00 den önce yemege oturmamalari oldu. Sehirde hersey gec saatte basliyor, ona göre. Gece yarisina dogru bakiyorsunuz millet restoranlarda tabagindaki eti kesmeye ugrasiyor hala.
Cogu discolar gece 02:00 den önce acmiyor.“Bizim zamanimiz az, sabah erkenden gezmeye baslayayim, gece de ortama dalariz..´´ diyorsaniz, o is kolay degil, aksama kadar 38 derece sicakta gezince yamuluyor insan. “gec kalkin, uykunuzu iyi alin, öyle cikin´´ derim. Tabii bizim gittigimiz ocak ayinin Buenos Aires'in en sicak yaz ayi oldugunu da hatirlatmak isterim.
Sehirde metro var ve cok ucuz, onun disinda taksiler de ucuz, Benzin Türkiye’dekinin yari fiyatina satiliyor, herhalde ondandir. Bir de bizim taksicilerimizin kulagi cinlasin, belki on kez taksiye bindik, bir tanesi bile kaziklamaya calismadi, numara yapmadi. Cok takdir ettim, bizim bu konudaki durumumuz cok rezil !
Ne derseniz deyin, halkinin büyük bir kisminda Avrupalilik kültürü hakim. Eski görkemli yillarinda degiller ama yine de coguluk düzgün giyimli ve kibar. Ama sehirde güvenlik sorunu da var. O acidan sürekli tetikte olmakta yarar var. Belki Brezilya’nin büyük sehirleri gibi degil ama kapkac ve gasp olaylari nadir görülen olaylar degilmis.
Sahi gezilecek yerler arasina TIGRE’yi de mutlaka katin. Parana nehrinin denize döküldügü yerde olusmus deltada kurulu bu kasabada nehirdeki kanallarda bot turlari yapiliyor ve gitmeye deger. Buenos Aires’e 30 km mesafede, Tigre'ye Retiro tren garindan trenle gidebilirsiniz. Yanliz Buenos Aires deniz kenari olmasina ragmen hic sahili olmayan ilginc bir sehir. Parana ve Uruguay nehirlerinin deltaya getirdigi camurlu killi toprak, suyu sürekli kahverengi hale sokuyor. Hic mavi deniz görme imkani yok. Tüm körfez kahverengi. En yakin sahiller sehrin 300 km güneydogusundaki Mar del Plata civarinda. Yaz aylarinda buralar ana baba günü oluyormus, biz gitmedik. Yine eger zamaniniz yeterliyse yaklasik 1200 km kuzeyde, Arjantin-Brezilya sinirindaki Iguazu selaleleri asil görülecek yerler arasinda birinci sirayi aliyor ama biz gidemedik. Buenos Aires'in bir de sehir havaalani var ve buradan selalelere ic hat ucusu gidis-dönüs 200.-€ civarinda ve 1,5 saat sürüyor. Yine zamani olanlar hizli feribotla üc saatte Buenos Aires ile ayni körfezde yer alan Uruguay'in baskenti Montevideo'ya da gidebilirler.
Sahi, biz bir de Buenos Aires'e otobüsle 2 saat mesafedeki San Antonio de Areco’ya gittik ama o konuda size bir uyarida bulunayim. Burada Estancialar var, yani büyük ciftlikler, Gaucho denen kovboylar, at üzerinde gösteri yapiyor, ata binebiliyorsunuz, ve de tabiiki Asado (mangalda et) yeniyor. Güzel bir tur ama biz dedikki, ülkeyi tanimak icin otobüsle kendimiz gidelim. Neyse Retiro tren garinin kuzeyindeki otobüs garajina gittik, garaj bizimkilere cok benziyor, otobüsleri de hep iki katli ve cogunda yanyana 4 degil, üc koltuk var. Adam basi tek yön 5,5.-€ ya bilet aldik (tek yön 120 km), hem biraz sehir disini görüp, hem de güzel bir tur olacagi umuduyla yarim saat rötarla otobüse bindik. Iyi de oldu, biraz disarilari gördük. Disarilar daha issiz, Amerikanvari, genis yollar, genis ve bos araziler, tek katli, genis bahceli evler (arazi bol ya!!), neyse vardik San Antonio de Areco’ya..ama megerse issiz mi issiz bir kasabaya gelmisiz..git git.. yollarda Allah'in kulu yok, hani Amerikan kovboy filmlerinde kasabanin girisini gösterirler ya, rüzgarda calilarin falan uctugu, öyle bir yer, tek katli evler cok sirin ama sokaklarda kimse yok, hepsi siestada..neyse sorduk sorusturduk, megerse bu Estancia’larda gösteriler sadece belli günlerde oluyormus, o yüzden acentalarin turlari da belli günlerde oluyormus. Yine de girdik bir ciftlige, kapida kimse yok, uzakta iki üc kisi var, uzaktan bize bakiyorlar…biz de uzaktan “abi biz bir bakip, cikcaz !´´gibilerinden bir isaret yaptik ve daldik iceri. zaten 38 derece sicakta kimsenin konusmaya bile gücü yok ki bizi kovsun. Biz de gelmisken biraz bakindik, bir iki Lama sevdik, sözde bu hayvanlar tükürürmüs ya, arkadasim Metin yaklasmadi tükürür diye. Ben yaklastim, sevdim biraz, cok sevimli degisik bir hayvan, bana tükürmedi…Cevredeki ilginc kuslara, diger hayvanlara falan bakinip ciktik, acik bir cafede birer tavuklu sandvic yeyip dönüs yolculuguna basladik.
Son olarak Arjantin’e gidip te tango izlememek olmaz, mutlaka gidin, bircok yerde ders te alinabiliyor. Ama o kadar vaktim yok diyorsaniz, hafta sonu La Boca semtindeki tango gösterisi olan restoranlardan birinde yemek yeyin en azindan orada tango izleyin derim.
Buenos Aires'te pek türk görmedik. Sadece Florida caddesinde gezerken bir Türk grubuyla karsilastik. Ögrendik ki türk TV'sinde Asuman Krause'nin sundugu Wipe Out programina yarismaci olarak gelen ailelermis. Orada ögrendik ki Wipe Out programi Buenos Aires'te cekiliyormus.
Buenos Aires'te her bütceye hitap eden oteller var, fiyat seviyesi assa yukari Türkiye gibi ama benzin cok daha ucuz. Aslinda bunu yazmaya bile gerek yok, benzin tüm dünyada bizden daha ucuza satiliyor. Konaklamak icin daha ucuz yer arayanlar Hostel sayfalarindan hostel de bakabilirler, ben birkac tane gördüm, hic te fena degillerdi.
5 günlük Buenos Aires izlenimlerim böyle, umarim Buenos Aires'e gitmek isteyenlere faydali olacak ilgiler verebilmisimdir. Bilgi almak isteyenler http://www.et-reisen.de/ sayfamin Kontakt bölümüne girip sorularini iletebilirler, zamanim ölcüsünde yardimci olmaya calisirim.
Yaziyi begendiyseniz, facebook veya twitter'de paylasirsaniz sevinirim (bunun linki asagida).
Selamlar
Ercan Toprakyaran / Almanya
Gezi Yazilari sayfasina geri dön
Buenos Aires ve civari ile ilgili resimleri alttaki galeride bulabilirsiniz.
|